5 Mayıs 2011 Perşembe

Marshall Boya Osmanlı Renkleri


Osmanlı Renkleri Lokum Serisi
Mekanlara, romantizm ve masumiyet katan rüya renkler...

Rahat-ül Hulkum, "boğazı rahatlatan" anlamına gelen bu kelime, zaman içinde "lati lokum" ve "lokum"a dönüştü. Uluslararası şöhreti olan lokumun tarifini Avrupalılar senelerce merak etti ve bu tarifi ilk ele geçiren kişi Yunan Kralı I. Otto'nun şekercibaşısı oldu. Doğu şekerciliğini araştırmak için İstanbul'a gelen şekercibaşı, esrarengiz olarak tanımladığı Türk lokumunun nişasta, su, limon suyu ve gülyağından ibaret olduğunu keşfederek, 1838'de kitabında yayınladı. Bugün bile pek çok lokum imalatçısı yaptıkları lokumun tarifini bir sır olarak saklamaktadır.



Osmanlı Renkleri Akide Serisi
Güneş ve baharat tonlarını sevenlerin vazgeçilmez renkleri...

Topkapı Sarayı'nda her üç ayda bir maaşların dağıtılması için Ulufe töreni düzenlenirdi. Yeniçeriler, devlete bağlılıklarını göstermek için, padişah ve devletin ileri gelenlerine o devrin parası şeklinde dökülmüş olan kendi yaptıkları akide şekerlerini sunarlardı.
Bu şekerin akide olarak anılmasının sebebi, Yeniçerilerin padişaha bağlılık akdini temsil etmesinden gelir. Daha sonraki yıllarda manevi değeri de olan bu saray şekerlemesi, saray dışındaki şekerlemecilerde de imal edilmeye başladı.


Marshall Boya Osmanlı Renkleri Reklam Filmi



Osmanlı Renkleri Şerbet Serisi
Çekici ve cazibeli mekanların vazgeçilmez renkleri...

Osmanlı döneminde İstanbul'a gelen İngiliz seyyah ve sefirler geleneksel Osmanlı şerbetini çok sevmişler ve bu içeceği kendi memleketlerine adıyla birlikte götürmüşlerdir. Böylece İngiltere'de şerbet "Sherbet" olmuş, İtalya'da ise "Sorbetto" adını almıştır.
Fransızlar ise öğrendikleri bu tarifle karlı ya da buzlu şerbetin benzeri olan buzlandırılmış şerbeti geliştirmişler ve bir tür meyvalı dondurma olan " Sorbet" ortaya çıkmıştır.

Osmanlı Renkleri Kahve Serisi
Ağırbaşlılık, asalet ve derinlik kazandırır...

Kahve ikramı Osmanlı Sarayı'nda büyük bir törenle yapılırdı. Padişaha kahve ikram edileceği zaman kahvecibaşı elindeki askıya oturttuğu kahvedan ile padişahın huzuruna gelir. İkinci kahveci ise koluna attığı yuvarlak, üzeri nakışlı kahve örtüsü ile ikrama katılır. Onu takip eden üçüncü kahveci de bir tepsi içindeki boş fincanları kahvecibaşına getirir. Kahvecibaşının gözetimi ile bu kahve sunma töreni tamamlanır.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder